Yapay Rahim ve Plasenta: İnsan Deneyleri Öncesinde Etik Çatışmalar
Aşırı Prematüre Doğum: Yapay Rahim ve Plasenta ile Hayat Kurtarabilir miyiz?
Aşırı Prematüre Bebekler İçin Yapay Rahim ve Plasenta
Yapay plasenta ve rahimler aşırı prematüre bebeklerin hayatta kalma şansını artırmayı amaçlayan gelecek vaat eden teknolojilerdir. Ancak, bu teknolojilerin insanları deneymeden önce bazı etik ve pratik endişeleri giderilmesi gerekir.
Normalde sağlıklı bir hamilelik 40 hafta sürer. Ancak, bazen bebeklerin erken doğum zorunluluğu doğar. Gelişen neonatal tıp sayesinde çoğu prematüre bebek hayatta kalır ancak aşırı prematüre doğan bebeklerin durumu çok daha kritiktir.
22-23 haftalık doğan bebekler ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıyadır ve uzun vadede beyin felci, öğrenme zorluğu, görme ve işitme problemleri gibi rahatsızlıklar yaşayabilirler.
Mevcut oksijen desteği teknolojileri de bebeklerin akciğerlerine zarar verebilir ve Bronkopulmoner Displazi (BPD) adı verilen kronik bir akciğer hastalığına neden olabilir.
Yapay Rahim ve Plasenta Nasıl Çalışır?
Bu yeni teknolojiler, bebeğin doğma öncesinde güvenli bir ortamda gelişmesini sağlayarak bu sorunları çözmeyi hedefliyor.
Üç ana grup tarafından geliştirilen yapay rahim/plasentaların hepsi, mevcut Ecmo (Ekstrakorporal Kalp-Akciğer Mekanizması) teknolojisinden esinlenen sistemler kullanıyor.
*
Philadelphia Çocuk Hastanesi’ndeki bilim insanları, prematüre bebekleri rahimdeki sıvıyı taklit eden sıvı dolu kapsüllerde büyütmeyi amaçlıyor.
2017 yılında bu teknolojiyle 8 kuzuya dört hafta boyunca yapay rahm içinde yaşam sağlandı.
*
Michigan Üniversitesi’ndeki ekip, yapay plasenta adı verilen bir sistem geliştirerek bebeğin akciğerlerini özel sıvıyla doldurmayı planlıyor.
Bu yöntemde kanı kalpten şah damarından çekip oksijenli kanı göbek damarı yoluyla geri veriyorlar.
*
Avustralya ve Japonya ekipleri ise Eve adını verdikleri bir yapay rahim geliştiriyor.
Bu proje, daha fazla prematüre ve hasta fetüsün tedavi edilmesini amaçlıyor.
Etik Sorunlar ve Gelecek
Yapay plasenta ve rahimlerin kullanımı bazı etik tartışmalar yaratıyor. Örneğin:
*
Göz atardamarının doğumdan sonra hızla kapanması nedeniyle bebeklerin hemen anneden cihaza nakledilmesi gerekiyor.
Bu durum, normal doğum yapmayı engelleyebilir ve sezaryen gibi riskli bir prosedür gerektirir.
*
Bebek henüz doğmadan ne durumda olduğunun bilinmediği için yapay rahim yerine geleneksel tedavide başarılı olabilecek bebekler riske atılmış olabilir.
Yapay plasentalar ve rahimler, aşırı prematüre bebeklerin hayatta kalma şansını artırmanın umut vadeden bir yolunu sunabilir. Ancak, bu teknolojilerin insanları deneymeden önce etik ve pratik sorunların çözülmesi gerekiyor.